İklim Değişikliği: Zorluklar ve Fırsatlar - İyilik Denizi
Tüm Haberler

İklim Değişikliği: Zorluklar ve Fırsatlar

19.03.2020

İklim sistemimizin çöküyor olduğu konusunda şüphe yok; yükselen denizler ve aşırı hava olayları hayat şartlarını zorlaştırıyor ve dünya çapında on milyonlarca insanı riske atıyor. Aynı zamanda genç kuşakların sağlıklı, yaşanabilir bir gezegende geleceklerinin çalınması da söz konusu. Tüm bunlarla birlikte iklim değişikliği bizlere yaşam biçimimizi değiştirme fırsatları da sunuyor; kendimiz ve gezegenimiz için bir şeyleri değiştirmek için hala zamanımız var.

 

İklim değişikliğinin etkileri her yerde görülebilir; Kuzey Kutbu ve Antarktika buzulları eriyor ve deniz seviyelerinin yükselmesine neden oluyor, fırtınaların sıklığı ve gücü artıyor, yağış biçimleri değişiyor, yıkıcı kuraklıklara ve sellere yaşanıyor. İklim değişikliğinin net bir şekilde hissedildiği, milyarlarca ve çoğunluğu fakir olan insanların bununla başa çıkmak için mücadele etmeye başladığı açıkça görülüyor. Güçlü kasırgaların Filipinler’deki milyonlarca insanın hayatını mahvetmesi, Avustralya’daki orman yangınlarının şehirleri kalın kirletici dumanla kaplaması bu yaşanan olumsuzluklara örnek olarak gösterilebilir.

 

İklimimizin durumu ile gezegenimizin yaşayan sistemlerinin sağlığı yakından ilişkilidir; birindeki değişiklikler diğerini radikal bir şekilde etkilemektedir. Daha kuru, daha sıcak koşullar yangınların kontrolden çıkmasına ve ormanların küle dönüşmesine neden oluyor. Okyanuslar ısınması ile su daha asidik bir hal alıyor, bu da kitlesel mercan kalıplarına, deniz canlıları için üreme alanlarının kaybına neden oluyor. Böceklere, bitkilere ve hayvanlara ev sahipliği yapan hassas ekosistemler, değişen iklime yeterince hızlı adapte olmakta zorlanıyor ve bu durum bir milyon türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. Tüm bunlar demek oluyor ki, gıda güvenliğimiz ve yaşamımız tehdit altında.

 

Gezegenin karşı karşıya kaldığı böylesine büyük bir krize karşı uluslararası tepki de hızlı ve belirleyici olmalıdır fakat hükümetler ve organizasyonlar tarafından kaydedilen ilerleme maalesef ki henüz yeterli düzeyde değil. Karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik belirlenen birçok taahhüttün ancak çok azı bağlayıcı durumda ve bu yüzden hedeflenen ilerlemeler çoğu zaman sağlanamıyor. Hedefleri tutturmak için ihtiyaç duyulan şeylerin gerisinde kalmaya devam ettik ve iklim değişikliğinin sonuçlarına hazır olmadığımız da açıkça ortada fakat, hala bunu tersine çevirmek için zamanımız var; yapabileceklerimiz için cesurca ve hızla harekete geçmemiz gerekiyor.

 

Fosil yakıtların hızla rüzgâr ve güneş enerjisi gibi daha temiz, yenilenebilir enerji ile değiştirilmesi gerekir.

 

Sığır yetiştiriciliği ve palmiye yağı tarlaları gibi yoğun tarım alanları için ormanları yok etmeyi bırakmalıyız, ağaçların yeniden büyümesine izin verip ve yüz milyonlarcasını da ekmeliyiz.

 

Okyanus koruma alanları oluşturmalıyız ki, deniz yaşamını endüstriyel balıkçılık tehditlerinden koruyalım; bu okyanusların doğal dengesini tekrar kazanmalarına yardımcı olacaktır.

 

Dünya çapındaki milyonlarca insan olarak iklimimizi korumak için adımlar atıyor; yerli halklar, toprakları ve su kaynakları için fosil yakıt endüstrileri ile mücadele halinde. On binlerce okul grevcisi ve yaşamın her kesiminden insanlar, iklimin acil durumuna çözüm talep ederek sokaklara dökülüyor. Pasifik Adaları’ndaki deniz seviyesindeki yükseliş ve daha aşırı hava koşulları ile karşı karşıya olan topluluklar, tüm güçlerini kullanarak dünya liderlerinin daha hızlı ve etkili iklim eylemi gerçekleştirmeleri için çabalıyorlar.

 

İklim değişikliğinin çözülemeyecek kadar büyük olduğunu düşünüp olumsuzluğa kapılmak kolay bir seçenektir fakat elimizde yeterli cevaplarımız varken şu an tek ihtiyaç duyduğumuz şey onların gerçekleşmesi için doğru soruları sormak ve bu sorular doğrultusunda hızlı ve etkili adımlar atmak, yaşamı ve gezegeni kurtarmak için fazlasıyla beklemedik mi?

Paylaş
Galeri
SON EKLENEN HABERLER